ABD Özgürlük Destek Yasası’nın 907. Maddesi’nin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Washington ziyareti sırasında askıya alınmasının, iki ülke ilişkilerinde stratejik bir yeniden yönelime işaret edeceğini, Amerikalı uluslararası hukuk uzmanı ve siyasi analist İrina Tsukerman, Trend’e açıkladı.
On yıllardır, 907. Madde, Azerbaycan’a yönelik ABD yardımını Ermenistan ile yaşanan çatışma nedeniyle kısıtlıyordu. Tsukerman, bu maddenin kaldırılmasının “Azerbaycan’ın Güney Kafkasya’da istikrar sağlayıcı güç ve ABD ile müttefikleri için kilit enerji güvenliği ortağı rolüne dair daha dengeli ve pragmatik bir anlayış” getireceğini belirtti.
Washington’da imzalanması beklenen Mutabakat Zaptı ile, ABD–Azerbaycan Stratejik Ortaklık Şartı’nı geliştirmek üzere bir Stratejik Çalışma Grubu kurulacak. Tsukerman, bunun “sadece diplomatik bir formalite değil,” enerji, bölgesel altyapı projeleri, ekonomik çeşitlilik ve yapay zekâ ile dijital altyapı gibi ileri teknoloji alanlarını kapsayan sürdürülebilir işbirliği çerçevesi olduğunu vurguladı.
Güvenlik alanında, şartın terörle mücadele, savunma ticareti, ilerleme değerlendirme mekanizmaları ve ortak planlama gibi unsurları içerdiğini, bunun da ilişkileri gelişen jeopolitik meydan okumalara karşı koyabilecek stratejik bir ittifaka dönüştüreceğini ifade etti.
Ermenistan–Azerbaycan barış sürecinde, Washington’da barış anlaşması metninin parafe edilmesini “tarihi bir an” olarak nitelendirdi. Bu adım; sınırların karşılıklı tanınması, güvenlik garantileri, ihtilaf çözüm mekanizmaları ve ekonomik–insani işbirliği çerçevelerini pekiştirecek. Ayrıca iletişim hatlarını ve ticaret yollarını yeniden açarak bölgesel istikrarı artıracak.
Zengezur Koridoru’nun Azerbaycan’ın ana karası ile Nahçıvan’ı birleştireceğini, transit maliyetlerini ve sürelerini azaltacağını, ülkenin toprak bütünlüğünü güçlendireceğini ve Hazar’dan Türkiye ile Avrupa pazarlarına uzanan önemli bir hat olacağını belirtti.
Son olarak, Azerbaycan ve Ermenistan’ın AGİT Minsk Grubu’nun feshi için ortak talepte bulunmasını “kararlı bir değişim” olarak değerlendirdi.