Bu yılın ilk yarısında Azerbaycan’da böbrek ve karaciğer ameliyatlarından kemik iliği ve kornea nakillerine kadar toplam 174 organ nakli gerçekleştirildi. Bazı işlemler çocuklara, bazıları yetişkinlere yapıldı.
Organ satışları kesin olarak suç sayılırken, sağlıklı her yetişkin vatandaş sıkı tıbbi ve hukuki güvenceler altında gönüllü olarak organ bağışında bulunabiliyor. Ancak yasada açık istisnalar var: reşit olmayanlar, psikiyatrik rahatsızlığı olanlar, savaş esirleri – ve hapishane mahkûmları. Avukat Aytaj Gurbanova, Bizim.Media’ya mahkûmların bu kapsama alınmadığını, çünkü rızalarının tam anlamıyla özgür sayılamayacağını açıkladı.
“Hapishane koşulları bir kişinin kararını etkileyebilir ve baskı oluşturabilir. Organ bağışı vücudun bir parçasından vazgeçmeyi içerdiğinden, yalnızca gönüllü ve özgür şartlarda yapılmalıdır,” dedi.
Kural, uluslararası insan hakları standartlarını yansıtıyor. Hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hem de BM ilkeleri, baskı altında veya özgürlüğün kısıtlandığı durumlarda verilen rızanın geçersiz olduğunu belirtiyor.
Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Fransa dahil birçok ülke mahkûmlardan organ bağışını tamamen yasaklıyor. Bazıları ise bunu yalnızca bağımsız komisyonlar ve insan hakları gözetmenlerinin sıkı denetimi altında kabul ediyor.
Azerbaycan bu yaklaşımı izleyerek küresel standartlarla uyum sağlıyor – hatta bazı yönlerden onları aşıyor. Uzmanların söylediği temel ilke basit: özgür olmayan bir kişi gerçekten özgür bir karar veremez.


