İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’ya füze saldırısı düzenlemesinin ardından, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi’nin ortak acil zirvesi Pazartesi günü Doha’da toplandı. Katar’ın talebiyle düzenlenen toplantıya 57 devletin temsilcileri katılarak ortak yanıtı görüştü.
Ortak bildiride liderler, Doha’ya yapılan saldırıyı “tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı eylemi” olarak kınadı. Bildiri, İsrail’e karşı silah ambargosu dâhil yaptırımlar çağrısında bulundu ve hatta İsrail’in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınması fikrini ortaya attı.
Zamanlama dikkat çekiciydi. Saatler önce, bir BM Komisyonu, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini resmen soykırım olarak tanımıştı; öldürmeler, kasıtlı zarar verme ve Filistin halkını yok etmeye yönelik politikaları gerekçe göstererek. Rapor, Başbakan Benjamin Netanyahu ve diğer yetkililerin kamuya açık açıklamalarını niyetin kanıtı olarak gösterdi. İsrail Dışişleri Bakanlığı ise bulguları “yalan” diye nitelendirdi ve komisyonun feshedilmesini talep etti.
Bu arka plan ışığında, zirvenin yaptırım ve silah ambargosu çağrıları yeni sembolik ağırlık taşıdı. Ancak analistler, verilen sözlerin eyleme dönüşeceğinden şüpheli.
“Her ne kadar Arap ve İslam ülkeleri resmî olarak dayanışma ve İsrail’in yeni bir statüko oluşturma girişimine karşı çıkma konusunda uzlaştıysa da, gerçek ortak adımların atılması pek olası değil,” dedi siyaset analisti Elkhan Şahinoğlu, Minval Politika’ya yaptığı açıklamada.
Ona göre Katar’ın zirveyi toplama kararı, İsrail’e karşı koymaktan çok uluslararası imajını koruma çabasıyla da ilgiliydi. Doha, doğrudan askerî veya siyasî bir tepki vermek yerine diplomatik sahneyi tercih etti.
İsrail saldırısı — iddiaya göre Hamas ofislerini hedef aldı — aynı zamanda bölgedeki ABD korumasının sınırlarını da gözler önüne serdi. Katar’da büyük bir Amerikan üssü bulunmasına rağmen, Tel Aviv görünürde hiçbir kısıtlama olmadan hareket etti.
“İsrail, ABD hassasiyetleri ya da uluslararası sonuçlar ne olursa olsun, Hamas mensuplarını dünyanın herhangi bir yerinde takip edeceğini gösterdi,” diye ekledi Şahinoğlu.
Bu mesajın yalnızca Katar’a değil, aynı zamanda Hamas üyelerinin sıkça buluştuğu Mısır ve Türkiye’ye de gönderildiğini belirtti. Ancak İsrail’in Mısır veya Türkiye topraklarında saldırı düzenlemesi bölgesel bir savaşı tetikleme riski taşır.
Bu arada İsrail, Gazze’deki askerî harekâtını tırmandırıyor. Uluslararası kınamalar artıyor, fakat çoğu hükümetin operasyonu durduracak gücü yok.
Şahinoğlu’na göre, İsrail rehineler serbest bırakılana ve Hamas dağıtılana kadar durmayacak — bu hedefler, artan sivil kayıplara rağmen çatışmayı uzatabilir.


