Azerbaycan’ın genç kuşakları arasında sessiz bir toplumsal dönüşüm yaşanıyor – evlilik artık bir zorunluluk değil, kişisel bir tercih olarak görülüyor.
Giderek daha fazla genç, eğitime, kariyere ve kişisel gelişime odaklanarak evliliği erteliyor veya tamamen reddediyor.
Önceki kuşaklar için aile hayatı kaçınılmaz bir dönüm noktası sayılırken, birçok genç bugün evliliği yalnızca olası yollardan biri olarak görüyor – bir zorunluluk olarak değil. Özgürlük, bireysellik ve duygusal bağımsızlık, geleneksel beklentilerden daha ağır basıyor. Kimileri resmî bir ilişkiye gerek duymadığını açıkça dile getirirken, kimileri kişisel özgürlüklerini kaybetmekten veya ebeveynlerinin mutsuz deneyimlerini tekrar yaşamaktan korkuyor.
“Modern gençlik artık evliliği bir görev değil, bilinçli bir seçim olarak görüyor,” diyor psikolog Nizami Orucyev Media.Az’a. “Artık ‘ne zaman evlenmeliyim’ değil, ‘neden ve kiminle evlenmeliyim’ diye soruyorlar. Bu değişim hem artan öz farkındalığı hem de derin korkuları gösteriyor – çünkü seçim her zaman sorumluluk getirir.”
Orucyev’e göre gençler arasındaki en büyük korku özgürlüğü kaybetmek.
“Evliliğin hedeflerini, alışkanlıklarını veya alanlarını kısıtlayacağından endişe ediyorlar. Ebeveynlerinin çatışmalarına tanık olan birçok genç, o hataları tekrarlamaktan bilinçaltında korkuyor. Ayrıca duygusal hayal kırıklığı endişesi de var – ‘Ya yanlış kişiyi seçersem?’ veya ‘Ya partnerim değişirse?’”
Sosyal medyanın yükselişi, gençlerin yakınlığa bakışını da değiştirdi.
“Artık ilişkiler bir ekrana tek dokunuşla başlıyor ve bitiyor. Beğeniler ve mesajlar aşk yanılsaması yaratıyor; ‘mükemmel’ çevrimiçi çiftlerle sürekli karşılaştırma, beklentileri çarpıtıyor,” diyor.
Yine de psikoloğa göre uzun vadeli, istikrarlı bağlar hâlâ insanın temel ihtiyacıdır. “Evlilik olmadan birlikte yaşamak mutluluk getirebilir, ancak genellikle derin bir güven hissi vermez. Evlilik sadece bir mühür değildir – karşılıklı destek ve duygusal güvenliğin simgesidir.”
Orucyev, evliliği reddetmenin her zaman bir sorun olmadığını vurguluyor. “Bir kişi korkudan ya da acıdan evlilikten kaçınıyorsa bu bir savunma mekanizmasıdır. Ancak seçim değerleri ve sınırlarıyla uyumlu, bilinçli biçimde yapılmışsa bu olgunluk göstergesidir. Asıl soru şu: Evlilik istemiyor muyum – yoksa ondan mı korkuyorum?”
Ebeveynlere ve yaşlılara ise anlayış mesajı veriyor: “Artık ‘bizim zamanımızda böyle değildi’ sözü işe yaramıyor. Büyüklerin rolü baskı yapmak değil, destek olmaktır. Zorunluluktan kurulan evlilik nadiren mutluluk getirir.”
Son olarak Orucyev gençlere şu çağrıda bulunuyor: “Bir partner aramadan önce içsel netlik kazanın. Kendi başınıza mutlu olamıyorsanız, çift olarak da mutlu olamazsınız.
Aşk sürekli heyecan değildir – aynı zamanda emek, sabır ve bazen de sıkılmaktır. Gerçek ve kalıcı ilişki, yalnızlıktan kaçış değil, bütünlüğünüzün devamıdır.”


