Zengezur Koridoru ile ilgili bölgede gergin söylemler yeniden artıyor. İran’ın üst düzey lider danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin Zengezur Koridoru’nu Rusya ve İran’a karşı bir abluka cephesi olarak sunmasının ardından, Rusya yönetiminin propagandası yapan Vladimir Solovyov da bu projeye karşı sert bir açıklama yaptı. Solovyov, koridorun hayata geçmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Bu bağlamda, son günlerde İran ve Rusya’nın Azerbaycan’a karşı söylemlerinin yoğunlaşması, özellikle Zengezur Koridoru etrafındaki hareketlilik ciddi soruları gündeme getiriyor. Peki bu pozisyonların arkasında hangi stratejik amaçlar var ve gelişmeler bölge için ne vaat ediyor?
Konuya dair Oxu.Az’a değerlendirme yapan Milli Meclis milletvekili Elçin Mirzebeyli, Zengezur Koridoru’na dair tartışmalar ve girişimlerin yalnızca Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri bağlamında değil, aynı zamanda bölgesel güçlerin çıkar çatışmaları çerçevesinde daha derin bir anlam taşıdığını belirtti:
“Özellikle Rusya ve İran’ın Azerbaycan’a karşı son bir ayda sergiledikleri doğrudan ve dolaylı söylemler, aslında yalnızca Zengezur Koridoru’na değil, Azerbaycan’ın bağımsız ve dengeli politikasına karşı yöneltilen geleneksel yaklaşımlarının devamıdır.”
Parlamenter, Zengezur Koridoru’nun sadece bir lojistik projesi olmadığını vurguladı:
“Bu proje, Azerbaycan’ın Nahçıvan ile doğrudan bağlantısının yeniden kurulmasına, bölgedeki doğu-batı ve kuzey-güney lojistik sistemlerinin entegrasyonuna, ayrıca Türkiye ve Orta Asya’nın Avrupa ile bağlantılarının güçlendirilmesine hizmet ettiği için stratejik öneme sahiptir. İşte bu sebepten dolayı Rusya ve İran son haftalarda Azerbaycan’a karşı söylemsel baskılarını artırmışlardır. İran, sınır bölgelerinde ve Hazar Denizi’nde Rusya ile birlikte askeri tatbikatlar yapıyor, her iki ülkenin medya alanlarında ise Azerbaycan’a karşı taraflı kampanyalar yürütülmektedir.”
“Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 2025 yılı 19 Temmuz tarihinde Hankendi’de düzenlenen III Şuşa Küresel Medya Forumu’nda dile getirdiği düşünceler, Azerbaycan’ın bu konuda açık, pragmatik politikasını bir kez daha sergilemiştir. Sayın Cumhurbaşkanının belirttiği gibi: ‘Zengezur Koridoru bir semboldür. Temel mesele, bölgedeki iletişim hatlarının açılmasıdır ve bu gerçeklik artık şekilleniyor.’ Bu sözler, Azerbaycan’ın yalnızca kendi çıkarlarını değil, bölge ülkelerinin refahını ve entegrasyonunu da göz önünde bulundurduğunu onaylamaktadır. İran ve Rusya için, kendi dominant rollerinin olmadığı her iletişim, bölgesel kontrol araçlarının zayıflaması olarak kabul edilir. Ancak Azerbaycan’ın politikası, karşıtlık değil, karşılıklı çıkar ve uluslararası hukuk temeli üzerinde işbirliği fırsatlarının oluşturulmasına dayanır,” dedi.
Mirzəbəyli’ye göre, Zengezur Koridoru etrafında yaşananlar yalnızca bir lojistik hattının tartışması değil, aynı zamanda Güney Kafkasya’nın hangi modelde gelişeceği ile ilgili stratejik bir mücadeledir:
“Azerbaycan bu konuda kurucu, birleştirici ve barış odaklı bir güç olarak çıkıyor. Baskılara rağmen, yoluna kararlılıkla devam ediyor. Bugün jeopolitik tehditler karşısında dayanıklı, bağımsız bir devlet modeli görmek isteyenler, Azerbaycan modelinin gerçek çerçevelerine göz atmalıdır.”