Azerbaycan’da evlilik dışı doğan çocukların sayısındaki artış, sadece ahlaki değil, çok daha derin bir toplumsal soruna işaret ediyor.
Uzmanlara göre bu durum, duygusal okuryazarlığın, eğitimin ve geleneksel aile kurumunun genel bir gerilemesini yansıtıyor.
Qaynarinfo’ya konuşan Kadın ve Çocuk Eğitimi Destek Kamu Birliği Başkanı Sevinç Fadayi, konunun yargı ya da damgalamayla sınırlanamayacağını belirtti.
“Bu meseleye kınama açısından yaklaşmamalıyız,” dedi.
“Bu tür durumların arkasında çoğu zaman duygusal ihmal, sevgi ve ilgi eksikliği ile çocuklukta şekillenen bozuk aile modelleri bulunuyor.”
Fadayi’ye göre sorunun kökleri, aile içi iletişimin zayıflamasında ve gençler arasında anlamlı bir duygusal eğitimin eksikliğinde yatıyor.
Ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkiler, değerler veya sorumluluk hakkında nadiren konuştuklarını, okulların ve gençlik programlarının ise bu boşluğu dolduramadığını vurguladı.
“Susmak sorunu gizlemez – derinleştirir,” dedi.
Fadayi, aile değerlerini güçlendirme çabasının, aynı zamanda kırılgan durumdaki kadınlara yönelik psikolojik ve sosyal desteğin artırılmasıyla birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyor.
“Evlilik dışı hamile kalan kadınlar cezalandırılmamalı ya da toplumdan dışlanmamalıdır,” diye açıkladı.
“Onlara danışmanlık, eğitim ve toplumsal destek sağlanmalı. Aile değerlerini korumak, kadınları ve çocukları korumak demektir.”
Ayrıca medya ve kültürün kamuoyu tutumlarını şekillendirmede güçlü bir role sahip olduğuna dikkat çekti.
Fadayi’ye göre, aile yaşamının, duygusal olgunluğun ve ortak sorumluluğun olumlu yansıtılması, genç kuşaklar arasında aile kurumuna olan güveni yeniden inşa edebilir.
“Çözüm sadece yasalarda değil,” diyerek sözlerini tamamladı.
“Gençleri nasıl yetiştirdiğimiz, eğittiğimiz ve anladığımız konusunda daha derin bir dönüşüme ihtiyacımız var. Böyle durumların önüne geçmek istiyorsak, gençlerin iç dünyasıyla – duygularıyla, düşünceleriyle ve özsaygılarıyla – çalışmalıyız.”


