Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü yaptıkları telefon görüşmesinde ikili ilişkileri, Orta Doğu’daki durumu ve Ukrayna’daki devam eden savaşı ele aldı, Kremlin basın servisi bildirdi.
Rus medyasına göre iki lider, ülkeleri arasındaki ekonomik ve enerji iş birliğinin durumunu gözden geçirdi ve Gazze’de kötüleşen insani duruma ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Erdoğan, Türkiye’nin bölgedeki ateşkesi sağlamak ve çatışma ortasında kalan sivillere insani yardım ulaştırmak için çalıştığını vurguladı. Ayrıca, Rusya–Ukrayna çatışmasında “adil ve kalıcı bir barış” için diplomatik girişimlerin yeniden canlandırılması gerektiğinin altını çizdi.
Putin ise Moskova ile Ankara arasında kilit uluslararası konularda diyaloğun sürdürülmesinin önemini yineleyerek Türkiye’yi “stratejik ve yapıcı bir ortak” olarak nitelendirdi.
Enerji, Ticaret ve Stratejik Diyalog
Görüşme, Rusya ile Türkiye’nin jeopolitik gerilimlere rağmen enerji, lojistik ve savunma alanlarındaki iş birliğini derinleştirmeye devam ettiği bir dönemde gerçekleşti. Ankara, Rusya’nın Güney Avrupa’ya enerji ihracatını yönlendirmek amacıyla Türkiye’de doğal gaz merkezi kurma planlarında önemli bir ortak konumunda.
Buna ek olarak, her iki ülke de Karadeniz ve Orta Koridor üzerinden ticaret yollarını genişletmek için çalışıyor. Asya’yı Güney Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlayan bu transit ağ, yaptırımlar ve bölgesel istikrarsızlık küresel tedarik zincirlerini değiştirirken giderek daha kritik hale geliyor.
Yılın başlarında Erdoğan, Türkiye’nin hem Rusya hem de Ukrayna ile, ayrıca ABD ve Avrupa Birliği ile temaslarını sürdürerek arabulucu rolünü üstlenmeyi hedeflediğini bir kez daha vurgulamıştı.
Bağlam: Diplomatik Denge ve Bölgesel Çıkarlar
Bu görüşme, Gazze’de artan şiddet sonrasında Orta Doğu’yu istikrara kavuşturmak için yürütülen uluslararası çabaların bir parçası olarak gerçekleşti. Hem İsrail hem de Hamas ile ilişkilerini sürdüren Türkiye, Batılı ve çoğunluğu Müslüman ülkelerle bağlarını kullanarak insani koridorların oluşturulmasına aracılık eden bölgesel bir barış aktörü rolünü üstlenmeye çalışıyor.
Aynı zamanda Moskova, bu tür diyalogları bölgesel çatışmalarda nüfuzunu korumanın ve Batı’daki artan diplomatik izolasyonunu dengelemenin bir aracı olarak görüyor.
Analiz: Daha Geniş Bölge Açısından Sonuçlar
Putin–Erdoğan diyaloğunun yeniden canlanması, Avrasya genelinde gelişen stratejik yeniden yapılanmayı yansıtıyor — Türkiye’nin NATO yükümlülüklerini bölgesel diplomasiyle dengelemeye devam ettiği, Rusya’nın ise Güney Kafkasya ve Orta Asya’daki ortaklarına ticaret ve bağlantı yollarını sürdürmek için giderek daha fazla yaslandığı bir dönemi.
Azerbaycan açısından bu koordinasyon ayrıca önem taşıyor. Hem Rusya hem Türkiye, Bakü’nün merkezinde bulunduğu Orta Koridor transit ağının kilit aktörleri olmaya devam ediyor — Hazar’dan Akdeniz’e uzanan enerji, lojistik ve ticaret hatlarını birbirine bağlıyor.
Ankara’nın bölgesel diplomasisi istikrar ve insani yardım odaklı ilerlerken, Moskova’nın katılımı hızla değişen jeopolitik ortamda etkisini sürdürme isteğini gösteriyor.
Bir bölgesel analistin ifadesiyle, “Putin ile Erdoğan arasındaki her görüşme artık sadece ikili iş birliğiyle ilgili değil — Avrasya güç dengesi mimarisinin yeniden kalibrasyonu anlamına geliyor.”


