Ermeni siyasetçi Vladimir Poghosyan, ülkenin güvenlik düzenlemelerinin sürdürülebilirliğini sorguladı ve Başbakan Nikol Paşinyan’ın yakın zamanda dile getirdiği “barış getirdim” iddiasını reddetti. Poghosyan, YouTube kanalı Noyan Tapan’a verdiği açık sözlü bir röportajda konuştu. 1938’de Neville Chamberlain’in açıklamasına paralel bir örnek vererek, sadece imzaların güvenlik sağlamadığını savundu ve Ermenistan’ın stratejik rehavete kapılma riski taşıdığını uyardı. Poghosyan, Azerbaycan’ın iddialarını sürdürdüğünü ve askeri kapasitesini artırmaya devam ettiğini belirtti. Ona göre, Bakü’nün gerçek savunma harcamaları, bütçe dışı alımlar ve offshore araçlar yoluyla resmi rakamları aşabilir.
2020 savaşı sonrasında Azerbaycanlı subaylarla yaptığı görüşmelere atıfta bulunan Poghosyan, çatışmanın temel nedenlerinin sürdüğünü, Türkiye’nin ise sınırda ve çevresinde önemli bir rol oynadığını söyledi.
Eleştirilerinin merkezinde, 2026’dan itibaren zorunlu askerlik süresini 24 aydan 18 aya indirmeyi öngören taslak öneri vardı. Poghosyan, bu planı “gizli küçülme” olarak nitelendirdi ve Ermenistan’ın elverişsiz demografi ve gergin güvenlik ortamı nedeniyle bunu “karşılayamayacağını” söyledi.
Savaşın daha teknik ve eğitim ağırlıklı hale geldiğini vurgulayan Poghosyan, ordunun daha fazla hizmet süresine ihtiyacı olduğunu, daha azına değil, belirtti ve hükümeti, ciddi hazırlık yerine vitrin amaçlı eğitimle yetinmekle suçladı. Ayrıca, polis lehine cephe hattı askerleri aleyhine olan maaş farklarından şikayet etti.
Kuvvet yapısının ötesinde Poghosyan, “hiçbir ordunun güçlü istihbarat ve karşı-istihbarat olmadan kazanamayacağını” söyledi. Hizmetlerin daha net ayrılması ve profesyonelleştirilmesi gerektiğini, ayrıca yurtdışındaki tehditlere karşı harekete geçebilmek için yasal yetki verilmesi gerektiğini savundu. Güvenlik kurumlarının, politikaların riski artırdığı durumlarda siyasi liderliği resmen uyarması gerektiğini, aksi takdirde gelecekte ihmal davalarıyla karşılaşabileceklerini belirtti.
Diplomasi konusunda Poghosyan, Türkiye ile diyalogu destekledi ancak bunu yalnızca “önkoşulsuz” yapılması gerektiğini, Azerbaycan’la normalleşme ya da koridor kavramlarına bağlanmaması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik uzun süredir devam eden olası senaryolarından söz ederek, “ast bir konumdan” müzakere etmenin devletçiliği zayıflatacağını uyardı.
Ayrıca, Azerbaycan ile ticarete hızlı açılma konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. WTO üyesi olmayan bir ortağın sübvansiyon ve seçici tarifelerle Ermeni üreticilerini zor durumda bırakabileceğini belirtti.
Poghosyan, Ermenistan’ın güvenlik ve liderlik tercihlerinde büyük ölçüde bağımsız bir çizgi izlemesi gerektiğini, ABD, Avrupa Birliği veya Rusya’dan gelecek dış “iktidar belirleme” girişimlerine direnmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini noktaladı. Poghosyan’ın açıklamaları, Erivan’ın normalleşme ve savunma reformunda ne kadar hızlı – ve hangi şartlarla – ilerlemesi gerektiği konusunda artan iç bölünmeyi gözler önüne seriyor. Parlamento askerlik süresi değişikliklerini tartışmaya hazırlanırken, hükümet bölgesel anlaşmalar arayışını sürdürüyor.


