Eski Azerbaycan’ın Moldova ve Gürcistan Büyükelçisi Namik Aliyev, YouTube’da yayınlanan Современный разговор (Modern konuşma) programında, AGİT Minsk Grubu’nun resmen kapatılmasını uzun süredir işlevini yitirmiş bir kurumun “ölüm belgesi” olarak nitelendirdi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’na bağlı Devlet Yönetimi Akademisi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Aliyev, grubun uygulaması gereken prensiplere sadık kalmak yerine çatışmayı uzatarak kendini fiilen gömdüğünü söyledi.
“Minsk Grubu kendi ölüm fermanını imzaladı”
Aliyev, grubun AGİT’in kuruluş normlarını — toprak bütünlüğü, sınırların dokunulmazlığı ve temel BM ilkeleri — ihlal ettiğini savundu. Barış sürecini tekelleştirip, BM Güvenlik Konseyi’nin dört bağlayıcı kararını göz ardı ederek, eşbaşkanların çatışmanın otuz yıl sürmesini sağladığını söyledi.
“Bir zamanlar ona ölüm belgesi olmayan bir ceset demiştim,” diye hatırlattı Aliyev. “Şimdi belge çıktı. Minsk Grubu, çatışmayı dondurmaya çalışıp kendi çıkarlarının peşinden giderek kendi ölüm fermanını imzaladı.”
Aliyev’e göre, 2020’de Azerbaycan BM Tüzüğü’nün 51. maddesi uyarınca işgal altındaki topraklarını kurtarma operasyonunu başlattıktan sonra grubun hiçbir meşruiyeti kalmamıştı. “O noktadan sonra yetkisi, itibarı, olaylara etki etme imkanı yoktu. Artık ölmüştü.”
Zafer ve barış süreci
Aliyev, grubun çöküşünün Azerbaycan’ın 44 günlük Vatan Savaşı’ndaki askeri zaferi ve 2023’te tam egemenliğin yeniden kurulmasıyla bağlantılı olduğunu belirtti. Ermenistan ile barış görüşmelerini ise diplomaside bir başka başarı olarak sundu:
“Galip taraf saldırganı başkentine kadar takip edebilirdi, fakat Azerbaycan barış teklif etmeyi seçti. BM Tüzüğü ve Helsinki Nihai Senedi’nden alınan beş ilkeden oluşan bir öneri sundu. Ermenistan başta direndi, ama daha önce imzaladığı taahhütlere nasıl karşı çıkabilirdi? Adım adım, Bakü Erivan’ı bunları kabul etmeye ikna etti.”
Profesör, anlaşmazlıkların 17 maddeden yalnızca ikiye azalmasını ve sonunda bir paraf anlaşmasına varılmasını anlattı. “Bütün süreç Ermenistan’ı uluslararası hukuka uymaya ikna etmek içindi,” dedi. “Paradoks bu: Azerbaycan komşusuna uluslararası sistemin normlarına saygı göstermesini hatırlatmak zorunda kaldı.”
Azerbaycan ŞİÖ’de
Tianjin’deki Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesine değinen Aliyev, Azerbaycan’ın Avrasya haritasında ağırlığını bir kez daha gösterdiğini söyledi. “Bakü, kilit bir ulaşım ve lojistik merkezi olarak rolünü kanıtladı,” diyerek Orta Koridor, Bakü–Tiflis–Kars demiryolu ve Kuzey–Güney güzergahını örnek gösterdi. Azerbaycan’ın ulaşım sistemlerinin dijitalleştirilmesiyle kapasiteyi artırdığını ekledi.
Bakü, ŞİÖ’de gözlemci statüsü istemişti, ancak Hindistan bu talebi engelledi — Aliyev bunu Azerbaycan’ın yakın müttefiki Pakistan ile Hindistan arasındaki sürtüşmeye bağladı. “Bu, Pakistan ile ilişkilerimizi zayıflatmaz; aksine, samimiyetlerini teyit eder.” Pakistan da karşılık olarak Ermenistan’ın gözlemci adaylığını engellemişti.
Pakistan–Ermenistan yakınlaşması, Bakü’nün onayıyla
Aliyev, Pakistan ile Ermenistan’ın diplomatik ilişki kurma kararını Azerbaycan diplomasisinin bir başka sonucu olarak nitelendirdi.
“Pakistan, Azerbaycan topraklarının işgali nedeniyle uzun yıllar Ermenistan’ı tanımayı reddetti,” dedi.
“Artık Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşması parafe edildiğinden, İslamabad da normalleşiyor. Bu Azerbaycan’ın çıkarlarına aykırı değil — Bakü’nün onayıyla atılmış bir adım.”
Tanımanın iletişim kanallarını açtığını vurguladı: “Diyalog imkanları yaratıyor, fazlası değil. Azerbaycan ve Pakistan arasındaki kardeşliği zedelemez.”
Gelecek
Aliyev, hem Minsk Grubunun dağılması hem de ŞİÖ zirvesinin sonuçlarının Azerbaycan diplomasisinin güçlenmesini gösterdiğini belirtti. “Vatan Savaşı’ndaki zaferin, egemenliğin yeniden tesisinin ve artık uluslararası hukuk üzerine kurulu bir barış çerçevesinin sonuçlarını görüyoruz,” dedi. “Azerbaycan, Orta Koridorun kilit halkası ve Güney Kafkasya’nın lider devleti.”


